Nedir Bu Metabolik Sendrom?

 

METABOLİK SENDROM NEDİR?

Ezber bozucu bir cümle olduğunu biliyorum. Ancak bilim ve özellikle tıp bilimi, çok hızlı ve büyük gelişmeler gösterdiği son yıllarda, sağlıklı olmak, doğru beslenmek, güzel yaşamak gibi konularda oldukça yol aldı, alıyor. Peki "az yiyerek zayıflayalım" veya vücut bir "havuza benzer ; giren az, çıkan çok olursa şişmanlık olmaz " anlayışını kaç yıldır duyuyorsunuz. Diğer bir deyişle, bu yaklaşımlara ve görüşlere altyapı hazırlayan bilgiler, veriler, kaç yıl önceye dayanıyor? Bu görüşlerin ortaya atıldığı zamanlarda, telefonlar (manyetolu telefon şeklinde) merkezi santrale bağlanarak çalışıyordu. Peki şimdi nasıl? İki parmağınız ile görüntüyü küçültüp büyütüyor ve çektiğiniz fotoğrafı 10 saniye sonra dünyanın öbür ucuna gönderebiliyorsunuz. Peki telefon teknolojisi böylesine değişiyorda beslenme üzerine tıp araştırmaları değişmiyor mu?

Çok şey, yeniden ve yeniden araştırılıyor ve eskiden doğru bildiğmiz bir çok bilgi değişiyor. Beslenme konusuda böyle. Her şeyden önce şişmanlık ve obezite çağımızın en önemli hastalığıdır ve gelecek yüzyıl bu hastalık yüzünden ölümler, şimdiki durumdan kat be kat artarak devam edecektir. Şişmanlık basit bir kilolu olma hali olarak açıklanamaz, diğer adı ile metabolik sendrom birden çok hastalığın altyapısını oluşturur. Başta diabet, hipertansiyon olmak üzere, kalp hastalıkları, eklem rahatsızlıklarıi damar tıkanıklıkları, mental rahatsızlıklar ve hatta ne yazık ki bazı kanserler metabolik sendrom denilen hastalığın sonuçlarıdır. 

 

Peki Metabolic Sendrom (Metabolik Sendrom) Denen Şey Nedir?

Bölgesel yağlanma var (Bel çevresi erkeklerde>102 cm, kadınlarda>88cm) ise

Kan yağlarından trigliserit yüksek [>150mg/dl] ise

Kan Yağlarından HDL düşük (erkeklerde >50mg/dl, kadınlarda >40mg/dl] ise

Hipertansiyon var (>130/85 mmHg] ise

Açlık kan glukozu yüksek (>100mg/dl] veya Tip 2 Diyabet var ise,

ve bunlardan en az 3 tanesi. bir kişide mevcut ise o kişi metabolik sendrom'ludur. Metabolik sendrom ile şişmanlıkla mücadele etmek temel sağlık görevidir.

 

Az yiyerek şişmanlıkla baş edemeyiz. Hepimizin, dinlenme ve uyku halindeyken bile harcadığı bir enerji vardır. Buna bazal metabolizma diyoruz. Bir kişi sağlıklı bir yaşam için her gün en az bu bazal metabolizma kadar kaloriyi temin etmek zorundadır. Siz, bu vücudun ihtiyacı olan enerjiyi bir şekildealmaz iseniz, (diyetler, beslenme yanlışları, gıdaya erişememek dahil) vücut aç kalmış demektir. Aç kalan vücut yoksunluk paniğine girer. Bu durum sağlımız için bir dizi olumsuz süreçlerin başlaması demektir. İlk işi bu açığı kapatmak olacaktır. Önce gereğinden fazla ve hızla kana karışacak gıdalara yönelim olur. Bunlar, genellikle işlenmiş veya yüksek şeker ihtiva eden gıdalar olur. Bu ise sağlıksız ve gereksiz bir çok yiyeceği almamız anlamına gelir. Hayır, "Ben irademi kullanıyorum, diyet yapıyorum, kurallara sadık kalıyorum" diyerek aç kalmayı sürdürürüsek ne olur? Vücut ihtiyacı olan kaloriyi bir yerden temin etmek zorunda olduğundan ve dışarıdan (diyetler vb) bunu alamadığından içeriden temin etmeye yönelir.

 

O zaman vücut, içeriden hangi malzemeyi kullanarak, aç kalmak yüzünden eksik aldığımız kaloriyi tamamlar?

"Yağlarımızı kullanarak" dediğinizi duyar gibiyim.... Keşke öyle olabilseydi. Ne yazık ki yapılan son tıbbi araştırmalar "kanıta dayalı veriler" ile ortaya koydu ki, aç kaldığımızda vücudumuz eksik olan enerjiyi temin etmek için, toplam kilo kaybının öncelikle yarısını kaslardan, sonra da kalan yarısını da yağlardan temin etme yolunu seçmektedir.

 

 

Özetle aç kalırsanız vücut aynı zamanda kas kaybeder. Bu ise bütün beslenme bozukluklarına ve metabolik sendroma giden yolun başlangıcı demektir. Oysa gıdalarımızı ihtiyacımız kadar alıpilgili yerlerde kullanımını tam sağlarsak, şişmalık oluşamaz. Hatta gereğinden fazla gıdaya tenezzül etmeyeceğinden, sağlıklı zayıflama gerçekleşmeye başlar. Bu durumda ihtiyacımız olanlar ne? sorusuna cevap vermek lazım. Gıdalarımız ünlü mutfaklara, yüzlerce cins değişik hazırlama, pişirme ve tatlandırma seçeneklerine rağmen sadece proteinler, karbonhidratlar, yağlardan oluşmaktadır. Ve bütün bunlarla alabildiğimiz vitamin ve minarellerdir. Bu gıdaları az falan değil, ihtiyacımız kadar olmak kaydı ile doğal, katkısız, fabrikasyon işlem görmemiş, GDO'suz, ilaçlanmamış ve doğru gıda olarak alırsak, beslenme yolu ile hastalanma riskimiz olmaz,

Tamam az yemeyelim fakat ihtiyacımızı nasıl bileceğiz?

İhtiyacımızı belirleyen şey bilimsel anlamda, yaş, cinsiyeti yağ, kas, su oranlarımız, menapoz, tiroid rahatsızlığı, fizik aktivite durumu vb ile özellikle şimdiki haliyle kan analizi değerlerimizdir. Bütün bunlar ise doğru beslenme ve sağlıklı zayıflamak için doktorlardan başka bir yolun olmadığı anlamına gelir.

İLGİLİ  İÇERİKLER